10 Eylül 2009 Perşembe

ÜNİTE-4 ÇAĞDAŞ TÜRKİYE YOLUNDA ADIMLAR

ÜNİTE-4 ÇAĞDAŞ TÜRKİYE YOLUNDA ADIMLAR

Konu Başlığı:

SALTANATTAN MİLLİ EGEMENLİĞE

(1 ders saati)

(Milli Egemenlik kavramı ileSaltanatın Kaldırılması hakkında )

KAZANIM

1*Milli Egemenlik anlayışının güçlendirilmesi sürecinde saltanatın kaldırılmasını değerlendirir.

Verilen bilgiler

*Milli Egemenlik: Egemenliğin, yani devleti kuran, yöneten en üstün gücün, kişilere veya belli zümrelere değil, doğrudan doğruya millete ait olmasına denir.

M.Kemal milli mücadelenin ilk yıllarından itibaren gerçekleştirdiği tüm faaliyetlerde milli egemenlik teması üzerinde durmuş,kongreler döneminden itibaren milli egemenlik ile ilgili bazı kararlar almıştı.

* M.Kemal’in Milli Egemenlik ile ilgili bazı uygulamaları

*Havza Genelgesi Kararı

(Millet milli hakimiyet esasınıve Türk milliyetçiliğini esas kabul etmiştir.Bunun İçin çalışacaktır.)

*Amasya Genelgesi Kararı

(Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.)

*Erzurum Kongresi Kararı

(Kuvayi Milliyeyi tek kuvvet olarak tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak esastır)

*TBMM meclisinin açılması

Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılması ile birlikte Türk tarihinde millet iradesine dayalı yeni bir dönem başladı

*Teşkilatı Esasiye’nin Kabulü

Bu anayasa yeni Türk devletinin dayandığı üç temel esası şöyle belirtiyordu

1-Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir

2-Yasama yürütme yetkisi milletin tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Millet Meclisine aittir.

3-Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından yönetilir ve hükümeti de Büyük Millet Meclisi Hükümeti adını almıştır.

Not:1921 anayasası bu maddelerle egemenliğin bir kişiye bir aileye bir zümreye değil millete ait olduğunu açık şekilde belirtmişti.

*Saltanatın Kaldırılması

Nedeni:*İtilaf Devletleri'nin Lozan Barış Görüşmeleri'ne hem TBMM'nin hem de İstanbul Hükümeti'nin davet edilerek Anadolu'da ikilik ve bir iç savaş çıkarmak istemeleri.
*Saltanatın ulusal egemenlik anlayışına ters düşmesi.

Lozan görüşmelerinde İtilaf Devletleri’nin ikilik çıkarmaya çalışması M.Kemal’e saltanatı kaldırması için bir fırsat vermiştir.
Mecliste yapılan oylama ile 1 kasım 1922’de saltanat kaldırılmıştır.Saltanatın 16 Mart 1920’de İstanbul’un işgali ile sona erdiği kabul edilmiştir.
Bununla birlikte halifeliğin devamı uygun görülmüştür.

Önemi ve Sonuçları

**Milli egemenlik konusunda büyük bir adım atılmıştır.

* 623 yıllık Osmanlı Devleti sona ermiştir.
*TBMM, ülkenin tek temsilcisi haline gelmiştir.
*Son Osmanlı Padişahı VI.Mehmet Vahdettin, İngiltere'ye sığınarak ülkeyi terk etmiştir

(17 Kasım 1922).
*Abdülmecid Efendi halife seçilmiştir.
*Saltanatın kaldırılmasıyla laikliğe geçişin ilk aşaması gerçekleştirilmiştir.
*Demokratikleşme yolunda önemli bir adım atılmıştır.
*Cumhuriyetin ilanı için zemin hazırlanmıştır.
*Lozan Konferansı'nda İtilaf Devletleri'nin ikilik çıkarmasına engel olunmuştur.
*TBMM'nin açılışından sonra ikinci büyük inkılâp gerçekleştirilmiştir
.

Konu Başlığı:

ZAFERİN VE BAĞIMSIZLIĞIN TESCİLİ

(1 ders saati)

(Lozan Antlaşması ve Lozan ile Serv’in Karşılaştırılması Hakkında )

KAZANIM

2*Sevr ve Lozan Antlaşmalarını karşılaştırarak Lozan Antlaşmasının sağladığı kazanımları analiz eder

Verilen bilgiler

Lozan Antlaşması (24 Temmuz 1923)

M.Kemal görüşme için İzmir'i teklif etmiştir.
Uluslararası antlaşmalara göre barış antlaşmaları tarafsız bir ülkede yapılması gerektiğinden bu isteğini İtilaf Devletleri kabul etmemiş ve Lozan görüşme yeri olarak kararlaştırılmıştır.

Katılanlar:TBMM, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Romanya, Yugoslavya ve Japonya katılmıştır.
Türk Devleti'ni temsilen İsmet Paşa gitmiştir.
Boğazlarla ilgili görüşmelere SSCB ve Bulgaristan da dahil olmuş, ABD ise gözlemci olarak katılmıştır.

Görüşmeler 20 Kasım 1922'de başlamıştır.
TBMM, iki konuda kesinlikle taviz verilmemesini istemiştir, Bunlar;

*Kapitülasyonlar *Ermeni yurdu.

4 Şubat 1923'te görüşmeler kesilmiştir. Buna neden olan anlaşmazlıklar şunlardır:

1.Boğazlar Sorunu
2.Kapitülasyonlar (en çok tartışılan konudur)
3.Musul-Kerkük
4.Osmanlı Devleti'nin Borçları

Hayim Naum Efendi'nin arabuluculuk faaliyetleri sonucu karşılıklı verilen tavizler sonucu 23 Nisan 1923'te görüşmeler tekrar başlamıştır.
24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır.

Lozan Barış Antlaşması'nın Maddeleri:

1-Suriye Sınırı, 20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Antlaşması ile belirlendiği şekilde kabul edilmiştir.
2-Irak Sınırı, Irak sınırının ileride İngiltere ve TBMM arasında yapılacak bir görüşme ile belirlenmesine karar verilmiştir.
3-Yunanistan Sınırı, Mudanya Antlaşması'nda olduğu gibi kabul edilmiş, ancak savaş tazminatı olarak Yunanistan Karaağaç'ı Türkiye'ye bırakmıştır.
4-Sovyet Sınırı, Gümrü, Moskova ve Kars Antlaşması ile belirlendiği gibi kalmıştır.
Doğu Anadolu'da bir Ermeni Devleti kurulmasından vazgeçilmiştir.
5-Kapitülasyonlar kesin olarak kaldırılmıştır.

6-Adalar'dan,Bozcaada ve Gökçeada Türk Devleti'ne,Oniki Adalar İtalyanlar'a,
Diğer adalar ise Yunanistan'a bırakılmıştır.

7-Yabancı Okullar Türk kanunlarına uyacaklar, okulların öğrenimini Türk Devleti düzenleyecektir.
8-Fener Rum Patrikhanesi'nin yabancı kiliselerle ilişki kurmaması şartı ile Türkiye'de kalması kabul edilmiştir.
9-Azınlıklara verilen ayrıcalıklar kaldırılmış, tüm azınlıklar Türk vatandaşı kabul edilmiştir. İstanbul'daki Rumlar hariç diğer yerlerdeki Rumlar'ın Yunanistan'a gönderilmesine, Batı Trakya hariç diğer yerlerdeki Türkler'in de Türkiye'ye gönderilmesine karar verilmiştir.

10-Boğazlar Sorunu ise şu şekilde halledilmiştir:

*Boğazların idaresi başkanlığını Türkler'in yapacağı bir komisyona bırakılmıştır.
*Boğazların iki tarafında da 20 km'lik alanın askerden arındırılması kararlaştırılmış, buna rağmen olağanüstü bir durum olduğunda Türk tarafının boğazlara asker sokabilmesine izin verilmiştir.
*Ticaret gemileri boğazlardan serbestçe geçebilecek, savaş gemilerine ise tonaj sınırlaması getirilecektir.
*İşgal güçleri İstanbul'u bir buçuk ay içinde boşaltacaklardır.

11-Borçlar şu şekilde halledilmiştir:

*Duyûn-u Umûmiye İdaresi kaldırılmıştır.
*Osmanlı Devleti'nden ayrılan devletlere Osmanlı borçlarından hisse verilmiştir.
*Osmanlı borçlarının büyük bir bölümünü TBMM ödemeyi kabul etmiştir.
*Borçların Türk Lirası ve taksitler halinde ödenmesi karara bağlanmıştır.

Lozan Barış Antlaşması'nın Önemi:

*Yeni Türk Devleti ve Misâk-ı Millî, dtüm dünya tarafından resmen kabul edilmiştir.
*Askerî zaferler siyâsi zaferle sonuçlanmıştır.
*Türkiye savaş tazminatı ödememiştir.
*Kapitülasyonlar kesin olarak kaldırılmıştır.
*Ülke sınırları Irak sınırı hariç belli olmuştur.
*Türkiye açısından I.Dünya Savaşı sona ermiştir.
*Azınlıkların Türk vatandaşı sayılması ile dış güçlerin içişlerimize karışması önlenmiştir.
*Millî Mücadele hareketi, bağımsızlık için uğraşan diğer milletlere de bir örnek olmuştur.
*Antlaşma, I.TBMM tarafından imzalanmış, II.TBMM tarafından onaylanmıştır.

Lozan Antlaşması'ndan Kalan Problemler:

1-Boğazlar Komisyonu milli egemenliğimizi kısıtlayan bir unsur olmuştur. Boğazlar Komisyonu Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile kaldırılmıştır.
2-Musul alınamamış ve Irak sınır kesinlik kazanmamıştır. Musul, Ankara Antlaşması ile Irak'a bırakılmıştır (5 Haziran 1926).
3-Ege Adaları ve Batı Trakya sorunu halledilmiş, fakat daha sonraki yıllarda yine sorun haline dönüşmüştür.

Sevr ve Lozan Antlaşmalarının Karşılaştırılması

Sevr ve Lozan anlaşmalarında ele alınan önemli konuları şu başlıklar altında özetleyebiliriz.

1-Sınırlar meselesi

*Sevr anlaşması ile kaybettiğimiz toprakların önemli bir kısmını Lozan anlaşması ile geri aldık. Çözümlenemeyen birkaç maddenin dışında bugünkü sınırlarımız Lozan’da belirlendi

2-Azınlıklar sorunu

*Sevr anlaşmasında Türkiye azınlıklar üzerindeki haklarını tamamen kaybederken ,Lozan anlaşmasında hem Türkiye’deki azınlıkların medeni bir biçimde yaşamaları sağlanmış oluyor hem de Türkiye’nin egemenliğini tehdit eden hükümler ortadan kaldırılmış oluyordu.

3-Kapitülasyonlar

*Sevr anlaşmasında Kapitülasyonların genişletilmesi ile Osmanlı Devletinin maliyesi elinden alınmış olunurken, Lozan Anlaşmasında Kapitülasyonların kaldırılması ile Türk devletinin egemenliğinin önündeki belki de en büyük engel kaldırılmış oluyordu

4-Savaş Tazminatı ve Borçlar meselesi

Sevr Anlaşmasıyla Türkiye maliyesinin idaresi İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyona bırakılıyordu. Devletin gelirlerinin harcamasını da yönetecek olan komisyon, gelirleri önce Türkiye topraklarında kalan İtilaf Devletleri ordularının giderlerini karşılayacaktı Aynı zamanda Türk topraklarından ayrılarak bağımsızlığını kazanan devletlerin borçlarından da Türk devleti sorumlu tutuluyordu. Ayrıca Sevr anlaşmasında Osmanlı savaş tazminatı ödemeye mahkum ediliyordu
Lozan’da ise Osmanlı Devleti'nden ayrılan devletlere Osmanlı borçlarından hisse verilirken,Yeni Türk devleti savaş tazminatı ödemeyecekti.Yunanistan ile aramızdaki harp tamiratı sorunu sonraya bırakılmış ve Karaağaç’ın tamirat karşılığında Türkiye’ye verilmesiyle çözülebilmişti.

6- Boğazlar sorunu

Sevr anlaşmasında boğazlar gerek barış gerekse savaş zamanlarında bütün devletlerin gemilerine açık hale getirilerek boğazların denetimi Osmanlıdan alınırken Lozan Antlaşması ile,boğazların denetimi büyük ölçüde Yeni Türk devletine verilmiştir. Lozan konferansında bu şartlar altında halledilen boğazlar meselesi, daha sonra 20 Temmuz 1936 yılında imzalanan Montrö sözleşmesi ile bugünkü düzenine kavuşturulmuştur.

ÜNİTE-4

ÇAĞDAŞ TÜRKİYE YOLUNDA ADIMLAR

Konu Başlığı:

MİLLİ SINIRLARDAN MİLLİ EKONOMİYE

(1 ders saati)

(İzmir İktisat Kongresi ile 1938 yılına kadar ekonomi alanındaki gelişmeler hakkında )

KAZANIM

3*İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararları milli iktisat anlayışı ve tasarruf bilinci açılarından analiz eder .

Verilen bilgiler

Kurtuluş Savaşı sonunda Misakı Milli büyük ölçüde gerçekleşmiş tam bağımsızlık ve milli egemenlik sağlanmıştı.Şimdi yeni Türkiye için amaç ekonomiye bir yön vermek ,yurdu kalkındırmak,kısaca milli ekonomi için çalışmaktı.

İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat 1923)

Kongre İzmir'de, işçi, çiftçi, tüccar ve sanayici kesiminden oluşan toplam 1135 temsilcinin katılması ile 17 Şubat 1923'te toplandı
Toplanma amacı :
1. Ekonomik kalkınma için ortak hedeflerin saptanması
2. Ekonomik hedeflere ulşamak için gerekli yöntem ve kaynakların saptanması
3. Yeni Türkiye Devleti'nin ekonomik programının saptanması
4. Siyasi bağımsızlık için şart olan ekonomik bağımsızlığın nasıl sağlanacağının belirlenmesi
Kongre sonunda alınan kararlar 'Misak-ı İktisadi' olarak adlandırıldı.
Misak-ı İktisadi Kararları

1. Hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması ,
2. El işçiliğinden ve küçük imalattan süratle fabrikaya veya büyük işletmeye geçilmelidir,
3. Devlet yavaş yavaş iktisadi görüşleri de olan bir organ haline gelmeli ve özel sektörler tarafından kurulamayan teşebbüsler devletçe ele alınmalıdır.
4. Özel teşebbüslere kredi sağlayacak bir Devlet Bankası kurulmalıdır.
5. Dış rekabete dayanabilmek için sanayinin toplu ve bütün olarak kurulması gerekir.
6. Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır.
7. Sanayinin teşviki ve milli bankaların kurulması sağlanmalıdır.
8. Demiryolu inşaat programına bağlanmalıdır.
9. İş erbabına amele değil, işçi denmelidir.
10. Sendika hakkı tanınmalıdır gerekir.

1923 - 1933 Yılları Arasındaki Ekonomik Gelişmeler
**İzmir İktisat Kongresi'nden 1933 Yılına Kadar Görülen Gelişmeler :
*26 Ağustos 1924'te Türkiye İş Bankası kuruldu.
*19 Nisan 1925'te Türkiye Sanayi ve Maden Bankası kuruldu.
*1 Temmuz 1926'da, Kabotaj Kanunu yürürlüğe girdi.
*28 Mayıs 1926'da TBMM tarafından Teşvik- Sanayi Kanunu kabul edildi.
*1928 yılında, İktisat Bakanlığı kuruldu.
*1926 yılında İstatistik Genel Müdürlüğü kuruldu.
*Osmanlı Devleti'nden kalma demiryolları yabancılardan satın alınarak yeni demiryolları yapıldı.
*17 Şubat 1925'te Aşar vergisi kaldırıldı.
UYARI : İzmir İktisat Kongresi'nde alınan kararlar gereği, 1926 yılında özel sektöre yönelik Teşvik-i Sanayi Kanunu (Sanayiyi Özendirme Yasası) kabul edildi. Fakat özel sektörün sermayesi ve gerekli kadrosu hazır olmadığından bu yasa başarılı olamadı.
**1933 - 1938 Yılları Arasındaki Ekonomik Gelişmeler
*1933 - 1938 yılları arasında, İzmir İktisat Kongresi'nde alınan Misak-ı İktisadi kararlarının temel amacı olan özel girişimciyi sanayi alanına çekmek mümkün olmadı.
*1926 yılında çıkartılan Teşvik-i Sanayi Kanunu'nun başarılı olamaması üzerine, sanayileşmenin devlet eliyle yürütülmesine karar verildi.
*1933 yılında Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlandı.
*Bu dönemde, Sümerbank önderliğinde büyük bir dokuma sanayi kuruldu.
*1936 yılında İkinci Beş yıllık Sanayi planı hazırlandı.
*Bu dönemde, madencilik, elektrik santralleri, gıda, kimya, deniz ulaşımı, makina sanayi, deri sanayi gibi alanlarda birtakım planlar yapıldı.
*1935'te Maden Tetkik Arama Enstitüsü kuruldu.
*1937'de Etibank önderliğinde Türkiye'nin ilk demir çelik fabrikası Karabük'te açıldı.
*1938'de başlayan İkinci Dünya Savaşı nedeniyle İkinci Beş Yıllık Sanayi planı tamamlanamadı.

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.